Keaton Highborn

Mesaj Sayısı : 1 Kayıt tarihi : 23/09/09

Ad-Soyad:Keaton Highborn
Kişisel Özellikleriniz: Keaton öfkeli, merhametsiz,acımasız, soğuk biridir. İnsanlara kolay kolay güvenmemesi gerektiğini düşünür. En ufak bir hataya bile tahammülü yoktur. Yalnızlığı sever. Gereksiz konuşmalardan ve boş kalabalıklardan hoşlanmaz. Oldukça ciddiyetçidir. İstediğini yapmak için elinden geleni ardına koymaz. Çıkarcıdır, istekleri doğrultusunda hareket eder. Bir amacı varsa,ona ulaşmak için azimle ve büyük bir hırsla çalışır. Onun fikirlerini ve isteklerini değiştirmek neredeyse imkansızdır. Bir keçi gibi inatçıdır. Karakteri bir kaya gibi sağlam ve tutarlıdır. Öfkeli ve soğuk yapısı, diğer insanları kendisinden uzak tutar. Bir kale gibidir Keaton. Fakat her kale gibi onun da zayıf bir noktası vardır. Annesiz ve babasız büyüyen Keaton, samimi olmak şartıyla en ufak bir ilgi karşısında inanılmaz derecede yumuşayabilir. Fakat karşısındakinin bu sevgiyi doğru zamanda ve doğru biçimde, samimiyetle vermesi gerekir...
Aile Geçmişi: Highborn ailesi, Manchester'ın en ünlü ailelerindendir. Bu ünün sebebi sanıldığı gibi bir kahramanlık hikayesi değil, korkunç bir trajedidir. Gordon Highborn çok kötü bir çocukluk ve gençlik geçirmiştir. Sebebi, uğursuz olduğunu düşündüğü yeteneğidir. Gordon, elleriyle dokunduğu bir canlının yaşam enerjisini emebilir. Bu yeteneği, tüm yaşamı boyunca diğer insanların ona istemeden de olsa negatif bir önyargıyla yaklaşmasına sebep olmuştur. Bu sebepten dolayı Gordon berbat bir gençlik geçirmiştir. Hayatının her döneminde gücünün getirdiği zorluklarla karşılaşmıştır. Mesela, ilk aşkına elinde bir demet gülle gittiğinde, heyecandan gücünün kontrolünü yitirmiş ve güller birden soluvermiştir. Yakışıklı bir çocuk olmasına rağmen, tuhaf yeteneği yüzünden kız tarafından reddedilmiştir. İşte bu ve bunun gibi birçok olay Gordon'u depresyona sokmuştur. Genç adam, bir süre kimseyle görüşmemiş sadece yeteneği üzerinde uğraşmıştır. Koca ağaçları kurutmak, diri vücutlu boğaların yaşamını, pipetle su içermiş gibi çekmek, işten bile değildir. Lakin yaşamı berbattır ve depresif bir haldedir. Ta ki Lora'yla tanışana kadar bu böyle devam eder. Lora, insanların zihnini okuyabilir ve zihinlerini kontrol edip onlara istediğini yaptırabilir. Yeteneği sayesinde Lora, Gordon'un aslında çok iyi biri olduğunu, hiçbir canlıya isteyerek zarar vermeyeceğini anlar ve gün geçtikçe ona yakınlaşır. Soluk benizli, donuk bakışlı ve korkutucu bir çekiciliğe sahip bu genç bayan, Gordon'u umutsuz iç dünyasından çekip çıkarır ve mutlu bir ilişki başlar. Bu ilişki bir evlilikle taçlanır. Herşey yolunda gitmektedir, ta ki Noelden bir hafta önceki karlı kış akşamına kadar. Keaton'ın doğumu sırasında, Lora esrarengiz bir biçimde vefat eder. Gordon, kendisini anlayan tek kişi, hayat arkadaşı Lora'nın kaybıyla delirir. Bu ölümden, yeni doğmuş oğlu Keaton'ı suçlar. Ona göre, Keaton da kendisine benzer bir güce sahip olacaktır ve Lora'nın ölümü de bu konuda bir alamettir. Çıldırmış Keaton, aynı gece Lora'nın kızkardeşi Sarah uyurken odaya girer ve Keaton'a ''Sen de benim gibi olacaksın. Buna izin veremem.'' diye mırıldanır ve küçük bebeğin şakağına parmağını dayar. Tam yaşam enerjisni içine çekecekken, Sarah uyanır ve özel yeteneğiyle Gordon'u bebekten uzaklaştırır. Gordon birkaç saniye de olsa kendine gelir ve Sarah'ın gözlerinin içine bakıp ''Ona iyi bak. Benim gibi olmasına izin verme...'' diye mırıldanır. Ellerini kendi boğazına dayayıp, kendi yaşam enerjisini yok eder. Keaton'a bu trajediden sadece babasının dokunduğu şakağında kapkara bir yara izi kalır. Teyzesi Sarah tarafından özensizce büyütülüp, bugünlere gelir.
Role Play Yaşı:17